29 Haziran 2016 Çarşamba

Saclarima Nasil Bakim Yapiyorum? | Neler Kullaniyorum?




Herkese merhabalar..

Benden uzuun zamandır istenen bir yazıyla karşınızdayım. 

Yazmayı uzun zamandır planlıyordum fakat ürünlerin hepsi hiç bi zaman bir arada olmadı. Ya bitiyorlar ya da tatil sesbebiyle evime geldiğimde bazıları yanımda olmuyor. Ben de parça parça çektiğim saç ürünlerimin fotoğraflarını birleştirerek yazmaya karar verdim. bitenlerin görsellerini de internetten bularak eklicem.

Öncellikle saç tipimden bahsederek başlamak istiyorum. Ürünler özellikle şampuanlar bu alanda çok farklılık gösteriyor çünkü.

 Benim saçlarım yağlı-normal fakat uçları kuru. Kalınlığına ise orta diyebilirim. İnce telli değiller.

1.Şampuanlar


En önemli saç ürünü şüphesiz şampuan. Bu alanda çook fazla denemem oldu. Genelde kullandığım ürünler uygun fiyatlı ürünlerdi çoğundan istediğim etkiyi alabildim bu da diğerlerine onlarca para dökmemi gerektirmedi.



Son zamanlarda kullanıp çok beğendiğim şampuan Le Soleil in yağlı saçlar için olanı oldu. Sadece diplere uyguluyordum uçlarını kurutmaması adına ve sonuç çok iyi oldu saçlarımın yağlanma süresini geciktirdi. 3 kutu bitirdiğim bu şampuana biraz ara vermek istedim zaten yaz aylarında fazlasıyla yıkıyoruz saçları bununla birlikte iyice kurutmaktan korktum açıkcası. Ama kışın daha iyi bir yağlı saç şampuanı bulana kadar devam.




Bu sıralar Watsons tarafından gönderilen Urban Care markasının yeşil serisini deniyorum. Urban Care'in bir türk markası olduğuınu öğrendiğimde markaya olan güvenim arttı açıkcası. mesela loreal/elseve markasını çok sevsem de içeriklerinin çok pis olması beni biraz düşündürüyor.


Seriyi genel olarak beğendim verdiği nemi sevdim fakat beni öyle çok fazla tatmin etmedi bitene kadar severek kullanıcam ama bitince de yenisini almayı düşünmüyorum.

Bir aralar da Elseve 6 mucizevi yağ içerikli şampuanı kullandım sadece saç uçlarımda. Onu da beğendim açıkcası yumuşacık yaptı ve sırf kokusu için bile alınabilecek bir şampuan. Eğer ki kuru saçlarınız varsa ve çok sorunlu değillerse bakmanızı öneririm.



2.Saç Maskeleri

Saç bakım kremlerinden çok maskeleri tercih eder oldum artık. Saç kremleri fazlasıyla saçlarımı ağırlaştırdı ve diplere asla getirmeme rağmen yağlanmasını arttırdı. Saç maskelerinde ise bu sorunu daha az gördüm. Şu zamana kadar kullandığım saç maskelerinden fazlasıyla memnun kaldım nem vermeleri oldukça başarılı.

İçlerinden en iyisi John Frieda oldu. Saçlarımı fazlasıyla nemlendirdi ve herhangi bir ağırlık yapmadı.

Fakat fiyat performans olarak değerlendirirsek Watsons markasının saç maskeleri de oldukça başarılı. Aşırı bereketlı bir ürün bir yıldır kullanıyorum ve yarısını ancak bitirebildim. 

Urban Care markasınınkine gelirsek onun da verdiği nemi sevdim herhangi bir kötü etkisini görmedim. Serinin şampuanıyla güzel bir ikili oluşturuyor fakat biterse yeniden almam.

Maskeleri nasıl kullandığıma gelirsek:
Haftada bir tüm saçıma uyguluyorum ve 10 dk bekleyip duruluyorum. Ardından bir kez daha şampuan uyguluyorum çünkü maskeleri saçtan arındırmak zor olabiliyor. Saçımda maske kalmasını istemem malum yağlanma sorunsalı. 

Diğer günlerde ise sadece uçlara uyguluyorum ve yine 5-10 dk bekletiyorum.



3.Yağlar 

Sanırım en sevdiğim saç ürünleri yağlar. Asla vazgeçemiyorum. Her yıkamadan sonra uyguluyorum. 

Şu sıralar argan yağı içerikli yağlar oldukça moda hale geldi. Ben urban care in argan yağlı kahverengi şişede olan yağını uzuun süre kullandım. Baya bereketli bir ürün. 1.5-2 yılda ancak bitirebildim. (En fazla 3 pompa ürünü saçıma sürüyorum ondan da kaynaklı olabilir.) 
Ürün gerçekten çok güzel benim istediğim tüm şeyleri yerine getirdi. 
Saçlarımın kolay taranmasını sağladı. 
Saçlarımın kırılmasını bir tık önledi. 
Güzel bir parlaklık verdi. 
Kabarmamasını sağladı. 
Ve çok da güzel kokuyor. 

Markanın diğer yağlarını denemeyi düşünüyorum. 



Elseve mucizevi yağı urbanınki kadar olmasa da sevdim. Aynı şeyleri onun da gerçekleştirdiğini söyleyebilirim. Zaten kokusuna bayılıyorum. Fakat içeriği kötü bir ürün. İçindeki bazı maddeler saçın silikonumsu bir hale gelmesine neden olduğu için arada bir kullanıyorum. Fakat 3 şişe bu üründen bitirdiğim gerçeği de var. 

Son zamanlarda john friedanın bu parlatıcı serumuyla tanıştım. Saça kuru/ nemliyken uygulandığında saça güzel bir parlaklık verdiğini söylüyor. Ben nemliyken uygulama taraftarıyım. Ağırlıktan kaçınmak adına.

Fakat kabarık ve inatçı saçlarınız varsa yağları kurumaya yakınken uygulamanız daha iyi tabi. Son bir dokunuş adına. 

Ürüne dönecek olursak: bir parlaklık verdiği doğru ama öyle şahane bir sonuç sağlamadı. Sonuç olarak yağ bir ürün parlaması gayet doğal buna bu kadar para vermeye pek gerek yok bence. 


4. Spreyler

Saç açıcı spreyleri genel olarak pek sevmiyorum. Bir çok markanınkini denedim pek beğenmedim. Saçların kolay taranmasına yardımcı oluyorlar evet ve güzel de kokuyorlar ancak üzerinde yazan diğer vaatlerin hiç birini gerçekleştirmiyorlar. Saçlardaki kırıkları azaltma düzleştirme kabarmasını önleme gibi. Bunlar genelde yalandan ibaret. 


Fakat toni&guyın deniz tuzu spreyine bayılıyorum. Saçlarımda istediğim etkiyi tam anlamıyla veriyor. Denizden çıkmışçasına doğal dalgalar için harika bir ürün. 
Özellikle dalgalı saçlıysanız dalgalari daha belirgin fakat daha doğal bir hale getiriyor. 
Eğer benim gibi düz diyebileceğimiz saçlara sahipseniz duştan sonra nemli ıslak saçlara uygulayın. 1-2 topuz yapın bi süre bekletin kurutun. Ya da hafif kurutun spreyi sıkın yine aynı şekilde topuzlar yaparak bekletin. Sonunda çok doğal dalgalara ulaşıyorsunuz. 



Ben genelde saçımı şekilde şekillendiriyorum. Hem biçimsiz saçlarımı daha iyi bir görüntüye getiriyor hem de ısıya maruz kalmıyorum. 




5. Diğer ürünler 

İnternette çok fazla doğal maske yapım tarifleri dolanıyor. İnsanlar kafasına mayonez yumurta sarımsak soğan maya vs. Bir çok şey sürebiliyor. 

Ben henüz o tariflerden hiç birini denemedim denemeye de çekindim açıkcası bir zararını görür müyüm, daha da kötü olur mu diye. 

Onların yerine daha masumca olan bitkisel yağları tercih ediyorum. Argan yağı kayısı yağı vs gibi. Hiç bir kötü sonuç almadım. 

Ayrıca bitkisel çaylarda oldukça yararlı. Özellikle yaz tatiline gittiğim zamanlar papatya suyu vazgeçilmezim. Renk açıcı özelliği yanında saçlara iyi de geliyor. Fakat kozmetikçilerde satılanlardan bahsetmiyorum. Onlarda az olsa bir yapaylık oluyor ve renk açıcılığını arttırmak adına içine oryal gibi ürünler koyabiliyorlar.

En sağlıklısı aktardan aldığınız veya kendiniz toplayıp kuruttuğunuz papatyalari alip bir guzel demlemek. Deniz/havuz kenarinda veya gunesli bir ortamda saciniza surmek. 

Saç köpüklerini de buraya eklesem iyi olacak.Son zamanlarda oldukça popülerleştiler.






Aslında pek çok markada görülmüyor bu köpükler. Ben morfose, redist, urban care de gördüm.Hepsini denedim aralarında çok bir fark yok açıkcası.

Ama şu sıralar redist markasınınkini kullanıyorum oldukça memnunum. ıslak saça uyguladığımda saçlarımı yumuşatıyor ve güzel bir nem veriyor. kuru saça uyguladığımda da sertleştiriyor ve şeklinin kalıcılaşmasını sağlıyor. 



Son olarak: 

Saclarinizin kirilmasini istemiyorsaniz kuruyken kesinlikle taramayin. Ne kadar dikkatli tarasaniz da tarak onemli bir sac kirik faktoru. 
Ben sadece dustan sonra saclarimi tariyorum. 
Diger zamanlarda taramak zorunda hissederse ya bi miktar saclarimi islatiyorum ya da bu durumda sac acici spreylerden yardim aliyorum. 

Tarak olarak bir süre önce Elseve şampuanların yanında verilen tangle teezer benzeri olan elseve tarağı kullanıyorum çok memnunum. Saçlarımı kırmadan tarıyor ve acıtmıyor pek. Hala varsa mutlaka alın. 

Isi da onemli bir dusman aslinda. Duslestirmek masa yapmak saclara o kadar cok zarar veriyor ki. Ben onceden gunde 2 kere duslestirdigimi hatirliyorum. Saclarimin kendine gelmesi 1-1.5 yilimi almisti. Aslinda yapay saclarindan cok insanin dogal saci kendine en yakisan oldugunu anlamam biraz zaman almisti. Sonuç olarak ısıdan kaçının. 

Saçlarımın gür olması sebebiyle özellikle kış aylarında mutlaka kurutuyorum yoksa asla kurumuyor baş ağrısına bile neden olabiliyor. Yaz aylarinda mumkun oldukca kurutma makinasindan kacmaya calisiyorum. Cunku kurutma makinasi saclarimin diplerinde kucuk kucuk yanik saclar olusuyor. 

Sanirim soyleyeceklerim bu kadar. Daha fazla da uzatmak istemedim acikcasi sıkıcı olmaması adına. Merak ettikleriniz varsa burdam veya instagramdan (selinblog) yazabilirsiniz. 

Hoşçakalın. 





7 Haziran 2016 Salı

Mayıs Favorilerim

Herkese merhabalar..

Okulumun kapanmasıyla yeniden sizinleyim. 

Mayıs ayında çok fazla yeni makyaj malzemesiyle tanışamadım fakat cilt ürünleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.



Öncelikle makyaj temizleme rutinimden eksik etmediğim Himalaya arındırıcı temizleme jeli ve konjac süngerden bahsetmek istiyorum.

Bu temizleme jelini gratis bana denemem için göndermişti. Genellikle temizleme jelleri benim yüzümü fazlasıyla kurutuyor, kuru cildim için uygun jel bulamıyorum. Fakat bu normal ve  yağlı ciltlere uygun olmasına rağmen benim cildimde herhangi bir kuruluk yapmadı yüzümü temizledikten sonra hep nemlendirici kullandığım için kuruluk hiç yaşamadım açıkcası.  Özellikle bu jeli konjac süngerle kullanmaya bayılıyorum yüzümün tamamen temizlendiğini hissediyorum.

Konjac sünger demişken (ayrıntılı yazı için) ben bu süngere bayıldım. İlk kullandığım günden beri yüzümü daha temiz hissediyorum. Psikolojik midir bilinmez ama cildime çok iyi geldiğini hissettim. Gözeneklerimde hafiften bir sıkılaşma oldu, siyah noktalarım az olmasına rağmen onları pek geçirmedi fakat boyutları küçüldü derim. 

Mutlaka bakılması/ alınması gereken bir şey. 


Son zamanlarda kullandığım favori üçlümde sıra. 

Gündüz makyajlarımın vazgeçilmezi. Bazen sadece bunları sürüp çıkıyorum bazen full makyaj. 

Bb kremler içerisinde spf barındırsa da ben bunlara pek inanamıyordum işe yaramaz gibi geliyordu açıkcası. Bir süre önce bioderma nın renkli güneş kremi kullanmam için gönderilmişti fakat en açık rengi bile bana koyu geldiği için bir kenarda duruyordu. Fakat bi kaç gün deneyip rengi dışında çok memnun kalmıştım yağlı bir görüntü bırakmıyordu( benim için en önemli etkenlerden biri güneş kremlerinde) ve kesinlikle yağ bezesi oluşturmamıştı sıratımda( özellikle niveanınkiler yüzümü hep mahvetti)

Ürünün rengini açmak için en iyi sonucu grimsi pure beauty ile aldım. 

Süngerleri ne kadar sevsem de şu sıralar hızlı makyaj yaptığım için elim bir türlü gitmiyordu onlara. Real Techniques expert brush imdadıma yetişti. Bu fırça çok amaçlı. Fondoten allık bronzer pudra her şeyi bununla uyguluyorum. (Üşengeçlik seviyem...)




Elseve bir sure once (hala devam ediyor olabilir) sampuanlarinin yaninda bir tarak hediye ediyordu. Tangle teezerımsı bir tarak. 


Çok beğendim. Saçlarımı hiç kırmadan çok kolay bir şekilde açıyor. Acı çektirmiyor. İlk taradığımda sanki taramıyormuş gibi gelmişti üzerinden başka bir tarakla geçtim fakat gerçektem başarılı bir iş çıkartıyormuş bunu anladım. 


Hala ürün varsa mutlaka alın. 




Rossmannlarda satilan rival de loop markasinin goz pedleri de bu ayki baska bir favorim. Tabiki shiseido goz pedleriyle karsilastirilmaz onlardaki mucize sonuclar bunda alinmiyor. Fakat kullandiginizda gozunuzu cok iyi nemlendiriyor ve hafif de bir aydinlik veriyor. 

10-15₺ arasi bir fiyati var. 




Hm ojelere ciktigi gunden beri bayiliyorum yapilari kaliciliklari fircalari gercekten cok basarili. Tek metalik gibi olanlarin kaliciliklari daha az. 

Fakat fiyatlari beni almaktan uzaklastiriyordu gecenki buyuk indirimlerine kadar. 3 lu bir oje seti almistim instagramda da paylastim hatta (selinblog) 

Bu setteki bu iki rengi cok sevdim. Son zamanlarin modasi olan yuzuk parmagina isiltili oje surmek, bu ojelerle harika oluyor. 

Seti indirimde 10 tl almistim, normalde 35tl  



Bu Hm ruju uzun sure once almistim fakat cok fazla kullanamiyordum yapisi biraz degisik. 

Su siralar altina the balm- adoring surup ustune bu ruju suruyorum harika oluyor. Kalicilik mukemmel. Sabahtan aksama yemek yedip ictim sadece ic kismi biraz cikti. 

Ismi curtain call. 




Ben sac kreminden cok sac maskesi tercih eden birisiyim. Sac kremleri sacimda agirlik yapiyor ve asla vaat ettiklerini gerceklestirmiyor. Tek arti yanlari saclarin kolay taranmasina yardimci olmak. 

Fakat sac maskeleri saclari hem daha yumusak yapiyor hem daha iyi besliyor hem de kolay taranmalari icin bire bir. 

Baya bir suredir Watsonsin sac maskelerini denedim. Asla bitmiyorlar o kadar buyukler ki. Ise yariyorlar az cok fakat john frieda nin bu maskesiyle tanistigimdan beri onun pabucu dama atildi. 

Nem verme konusunda cok basarili ve cok da guzel kokuyor. Taranma kolayligi konusuna zaten girmiyorum. Ozellikle kuru saclari olanlar mutlaka alsin. 

Benim saclarim yagli oldugu icin sadece haftada bir kere diplerine uyguluyorum 5-10dk bekletip duruluyorum fakat tam olarak yikandigina inanmadigim icin ustunden sampuanla geciyorum. 

Diger zamanlarda ise sadece uclarina uygulayip bekletiyorum. 




LR urunlerini cok merak ediyordum bir sure once elime gectiler ve yaklasik 1 aydir deniyorum ve cok begendigimi soylemeliyim. 

Concentrate yazanin yapisi jel gibi. Sogutucu ve sislikleri onleyici bir etkisi var. Ben zaman zaman goz cevremde bile kullandim ve kotu bir sonuc almadim hic bir zaman. Yaniklara veya gunes yaniklarina karsi etkiliymis. Zaten aloe vera bitkisi bu konuda uzman. 

Cream with propolis yazan ise adi ustunde krem bir urun. Yuzume surdugum zaman o kadar yumusak yapiyor ki cildimi bayiliyorum. 

Icerikleri dogal oldugu icin ben goz cevremde kullandim ikisini de. 

Cevrenizde bir LR saticisi varsa bir goz atmanizi tavsiye ederim. 





Bu sezon fularlar oldukca moda ve bende bu modaya kapildim. Kucuklugumde de modaydilar beni fazlasiyla duygulandirdi :( 

Ben lcw almistim koton zara mavi vs her yerde gordum. En sade kiyafeti bile renklendirebiliyorlar. 



Benim favorilerim bu sekilde. Bir sonraki yazida gorusmek uzere hoscakalin...